top of page
Writer's pictureEdition Turquoise

Otobüse binebildiğimiz zamanlardan

Updated: Apr 13, 2020

'Prochain arrêt: de Cadillac/Jumonville' anonsuyla başladı günün son yolculuğu.. Haftamın 5 günü '32' nin hafif sarsıntılarıyla başlayıp bitiyor günüm. Sadece ben değil, birçok insanın ayakkabısındaki çamur kirletiyor otobüsümüzü gün be gün. Koltuklarımız her geçen gün daha bi eskiyor ve pencerelerimizdeki çizik sayısı artıyor. Bugün de sessizce yerimize oturup, durağımızı beklemeye başladık. Bazılarımız gözlerimizin kapanmaması için efor sarfediyor, kitabımızdaki harflerin bizimle alay edercesine dans edişini seyrediyor, bazılarımız da kulağımızdan giren notaların duygularımızı kabartmasına izin veriyoruz.  Hepimiz çok yorulmuşuz. Büyük botları olan bir amcamız var. Hayat tecrübesini ellerindeki ve yüzündeki çizgilerden okuyabiliyoruz. Grimsi, beyaz sakalları var. Kesmeye vakit bulamıyor büyük ihtimalle. Parmaklarının ucundaki nasırlardan anlıyoruz kolay ve rahat bir geçim sağlayamadığını. Edebinden ödün vermemek için elinden geleni yapıyor. Kafası yana kayar gibi olduğunda, irkilip uyanıyor ve ellerini yüzüne götürüp gözlerini ovuşturuyor. Hepimiz çok yorulmuşuz.  Çantası düşmesin diye dizlerinin arasında tutmaya çalışan kadın, iki eliyle, yanındakilere dirseğini çarpıp, rahatsız etmemek için elinden geleni yaparak, dağılmış saçlarını toplamaya çalışıyor. Farketmeden çarpıyor dirseği yanındaki adamın ensesine. Adam sesini çıkarmıyor. Telefonla mesajlaşmasını sürdürüyor, görmezden geliyor o ufak darbeyi. Hepimiz çok yorulmuşuz.  Bir günümüz daha bitiyor. Bir gün daha yaşlanıyoruz. Bir gün daha yaklaşıyoruz ölüme. Hazır mıyız bilmiyoruz. Kafamızın içi darma dağınık, allak bullak. Birçoğumuz içlerindeki boşluğun nedenini bulamıyor, tutunmaya çalışıyorlar sadece. Bilmiyorlar. Derdi veren dermanı vermiş ama doğru yerde aramayı bilmiyoruz. Her geçen gün daha çok yoruyoruz kendimizi.



30 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page